Ömer ALBORA – 1. Bölüm
Karlı bir kış gecesiydi. Saat üç buçuk, dört sularıydı. Kaya, sıcak yatağında, o günün verdiği yorgunlukla derin bir uykuya dalmıştı. O günün yorgunluğunun sebebi, Cihan Baybars cinayeti üzerine yoğun bir şekilde çalışmalarıydı. Sorgular, gözaltılar derken yorucu bir gün olmuştu.
Birden irkilerek uyandı. Ancak bu uyanış, kötü bir rüya yüzünden değil, gecenin o saatinde telefonunun çalması yüzündendi. Yatağının yanındaki komidinin üzerinden telefonunu aldı. Arayan kişinin Görkem olduğunu gördü. Telefonu açtı:
— Hayırdır, Görkem?
— Kusura bakmayın, başkomiserim. Rahatsız ediyorum ama bugünkü meseleyle alakalı bir gelişme var. Buraya gelseniz iyi olur.
Kaya, hemen bir cesedin bulunmuş olabileceğini düşündü. Uykulu bir halde duraksadı, sonra sordu:
— Neredesiniz?
— Hemen konum atıyorum, başkomiserim.
Görkem bir şey söylemek üzereydi ki Kaya onu durdurdu:
— Melis yanında mı?
— Eee… evet, başkomiserim.
— Bunu sonra konuşacağız. Konuşmasına da… ne buldunuz, onu bir söyle.
Kaya, bunu söylerken çoktan yataktan kalkmış ve hazırlanmaya başlamıştı bile.
— Buraya gelince görseniz daha iyi olur, başkomiserim, dedi Görkem, merak uyandıran bir tonla.
— Konumu gönder, geliyorum hemen.
— Tamamdır, başkomiserim. Yollar buz tutmuş, dikkat edin.
Telefonu kapatır kapatmaz Kaya hızlıca hazırlandı ve evden çıktı. Dışarıda kar yağıyordu, ancak yerler fazla kar tutmamıştı. Yine de hava oldukça soğuktu ve her yer buz içindeydi. Arabasına bindi, telefondan konumu açtı ve dikkatli bir şekilde yola koyuldu.
Belirtilen konuma ulaştığında arabasını park edip indi. Etrafı süzdü, ancak bir şey anlamadı. Sonra Görkem, Melis ve olay yeri inceleme şefi Batuhan’ı fark etti. Hemen onların yanına gitti. Herkese selam verdikten sonra sordu:
— Neler buldunuz?
Görkem hızlıca özetledi:
— Buralarda bir insana ait olduğu düşünülen birkaç kemik parçası ve bazı eşyalar bulundu, başkomiserim.
Kaya şüpheyle Batuhan’a döndü:
— Kemiklerin insan kemiği olduğundan emin miyiz, Batuhan?
— İncelemelerimize göre %85 ihtimalle öyleler, başkomiserim, dedi Batuhan, kendinden emin bir şekilde.
Kaya, biraz sert bir şekilde cevap verdi:
— Bulduğunuz bu şeylerin Cihan Baybars’a ait olması imkansız.
Melis hemen itiraz etti:
— Niye öyle diyorsunuz, başkomiserim?
— Bu adam daha dokuz gün önce kayboldu. Nasıl sadece kemikleri kalabiliyor?
— Ama belki de daha öncesinde bir şey yapmışlardır.
— Ne yaparlarsa yapsınlar, bu kadar kısa sürede sadece kemik haline gelemez.
Melis, daha sert bir şekilde karşılık verdi:
— Daha önce insanların etlerini sıyırıp kemiklerini gömdüklerini görmedik mi?
Kaya bir süre düşündü. Sonra Batuhan’a dönerek sordu:
— Kemikleri görebilir miyim?
Batuhan olay yeri ekibine seslendi:
— Şu kemikleri bir getirin!
Delil torbası getirildi. Kaya, eldiven takarak kemikleri inceledi. Daha sonra Melis’e döndü:
— Bu kemikler en az bir aylık. Yanılıyor muyum, Batuhan?
Batuhan, temkinli bir şekilde yanıtladı:
— Bu konuda otopsiden önce kesin bir şey söyleyemeyiz, başkomiserim.
Olay yeri inceleme ekibi yaklaşık iki saatlik bir çalışmanın ardından adliyeye döndü. Kaya, kemiklerin hemen otopsiye gönderilmesini ve kime ait olduklarının bulunmasını istedi. Batuhan ve ekibi hemen otopsiye geçip araştırma yapmaya başladılar.bu araştırma tamı tamına 16 saat sürdü . Tabi bu 16 saat içinde Kaya ve Görkem de durmadı . Çok fazla araştırma yaptılar ama pek fazla bilgiye de ulasamadilar.16 saat sonra Kayayı otopsi labaratuvarina cagirdilar. Batuhan kemiklerin en aşağı 5-6 haftalık kemikler oldugunu soyledi.Kaya zaten bunu bildiği için pekte sasirmadi. Kimliğini sordu .ama onun kesin olarak bir kimliğe ulasamadigini öğrendi . Daha sonrasinda olayın üzerinden 3 oay geçti . Bu üç ay içinde Ömer Alboranin cinayeti işlediği den suphelenmeye başlayan Kaya , Ömer Albora nin peşine düştü ve çok ilginç birşey ogrendiler.
1. Bölümün sonu. Devamı yakında…
